Arifiye Kız Teknik - Meslek Lisesi 9B, C, D Sınıfları Edebiyat Dersi İçin Yardımcı Kaynak

Sunday, February 27, 2011

Anlatmaya Bağlı Edebî Metin Örneklerini İnceleme - I

A. MASAL
Olağanüstü olayların, olağanüstü kahramanlar aracılığı ile anlatıldığı, zaman ve mekan kavramları ile sınırlı olmayan sözlü anlatım türüne masal denir.
Masallar halk arasında anlatılan, sonradan bir yazar tarafından yazıya geçirilen, düz yazı şeklinde oluşturulmuş anonim bir türdür.
Masallarda yer ve zaman belli değildir. Masallarda çevre Kaf-dağı, Yedi Derya Adası. Yedi Yerin Altı ve Üstü gibi büsbütün hayalî ve gerçek dışı ülkelerdir. Zaman ve olaylar çok hızlı bir şekilde ilerler masalda.
Masallarda olaylar ve kahramanlar tamamen hayal ürünüdür. Kahramanlar insanüstü özellikler taşır ve tek boyutludur. Yani iyiler hep iyi, kötüler hep kötüdür. Masal sonunda iyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır. Çünkü masallarda amaç, eğiticiliktir. Dinleyenlere bir konuda ders vermek, öğütte bulunmak için söylenir masallar.

Ayrıca masallarda sembolize tipler vardır:

Keloğlan - zekâ ve şans, köse - kötülük, Hızır - maneviyat, üvey anne - kötülük, üvey kız kardeş - kıskançlık, at - güç, cadı - kötülük, tilki - kurnazlık, vezir-kötülük...

Masalların kahramanlarını insanlar; padişah, tüccar, Keloğlan, oduncu, köse hayvanlar; at, tilki, güvercin, karga, âlet ve eşya; dağ, taş, mağara, kuyu, seccade, ayna, fasulye, soyut yaratıklar; dev, cin, peri, yalın düşünceler; akıl, zeka, iyilik, kötülük, güzellik olabilir.
Masallar sözlü ürünlerdir, bu nedenle masalların anlatımı önemlidir. Çünkü dinleyeni masal dünyasına çekebilmek, anlatıcının ustalığına bağlıdır. Masalların dili halkın konuştuğu dildir.
Masallarda uzun betimlemeler ve psikolojik tahlillere yer verilmez. Masallar genelikle tek bir olaydan meydana geldiği için öteki edebiyat türlerine göre daha kısadır.
Masallar üç bölüme ayrılır. Birincisi "döşeme" denen başlangıç bölümüdür. Bu masala giriş kısmında, konuyla ilgisi olmayan sözler vardır: "Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellâl iken, pire berber iken..." Bu kısımla masalı anlatan kişi, dinleyicilerin dikkatini tamamen kendine çekmeye çalışır.
"Asıl masal" denen ikinci bölümde asıl olay ya da olaylar zinciri anlatılır. Kendi içinde giriş, gelişme, sonuç bölümleri vardır. "Dilek" denen üçüncü ve son bölümde başlangıçta olduğu gibi yine bir tekerleme vardır. Başlangıca göre buradaki tekerleme kısadır. Anlatıcı masalı güzel bir dilekle sonuca bağlar. Dilek kısmı kalıplaşmış birkaç sözden oluşur: "Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine.", "Onlar ermiş muradına, darısı buradakilerin başına."

Türk masalları tarihin bilinmeyen bir devrinden beri sözlü gelenekte yaşamaktadır. Bu masalların toplanıp yazıya geçirilmesi 19. yüzyıldan sonra olmuştur. Türkiye'de halk ağzından derlenmiş en eski masal kitabı "Billur Köşk"tür. Cumhuriyet devrinde ve masal üzerine çalışmalar yapmışlardır.
Masallar, halk masalları ve sanat masalları olarak ikiye ayrılabilir: Halk masalları toplumun değer yargılarını, anlayışını, kültürünü, dünya görüşünü yansıtan anonim ürünlerdir. Sanat masalları ise toplumda görülen aksaklıkları yermek, bir düşünceyi ortaya koymak gibi belli bir amaca yönelik olarak yazılan masallardır.
Halk masallarına benzetilerek ve aynı zamanda içlerine özel bir dünya görüşü konarak, belli yazarlar tarafından meydana getirilen masallara "yapma masal"denir. ingiliz yazar, Danimarkalı ile bu tür masallarıyla tanınırlar.
Dünya edebiyatında Kelile ve Dimne, Binbir Gece Masalları, Türk edebiyatında ise Keloğlan Masalları çok tanınmıştır.
Masallarla destanlar birbirine yakın ürünlerdir. Bunların benzer ve farklı yönleri vardır. Masallar tamamen hayal ürünüdür. Destanlar ise toplumların tarihlerinde yaşadıkları çok önemli ve iz bırakan olaylardan beslenir. Masallar evrenseldir. Destanlar ise ulusaldır. Masallarda iyi insan, kötü insan gibi evrensel konular işlenirken, destanlarda bir toplumun tarihine ait ulusal değerler aktarılır.
Masal ile hikâye olay kaynaklı edebî metinler olması bakımından benzerlik gösterir. Hikâye, doğaüstü unsurlara yer vermediği oranda masaldan farklıdır. Ayrıca hikâye, anlatımı bakımından da masaldan ayrılır.

Örnek Metin:
KIYMETLİ TUZ
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde... Pire berber iken, deve tellal iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken. Tıngır elek, tıngır felek demişler, bu masalı şöyle anlatmışlar.
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zamanda bir padişah ile bunun üç kızı varmış. Bir gün bu padişah kızlarını başına toplamış, beni ne kadar seversiniz? demiş. En büyük kız "Dünyalar kadar...", ortanca kızı "Kucak kadar...", küçük kızı da "Tuz kadar..." severim demiş.
Padişah küçük kızın cevabına çok sinirlenmiş, insan tuz kadar sevilir mi demiş, ardından küçük kızını cellada teslim etmiş. Cellat, kızı kesmek için dağa götürmüş. Kız cellada yalvarmış, "Sen de babasın, bana kıyma!" demiş.
Cellat, kızın yalvarmalarına dayanamamış, onun yerine bir hayvan kesmiş, kızın gömleğini kesilen hayvanın kanına bu-layıp padişaha getirmiş.
Küçük kız yollara düşmüş. Az gitmiş, uz gitmiş, bir köye ulaşmış. Orada köyün zenginlerinden birine kul köle olmuş, büyümüş, çok güzel bir kız olmuş. Güzelliği ilden ile, dilden dile yayılmış, kısmet bu ya, bir başka padişahın oğluyla evlenmiş. Aradan bir hayli zaman geçmiş, başından geçenleri kocasına anlatmış, "Babamları yemeğe çağıralım." demiş. Kocası da "Olur." demiş. Gereken hazırlıklar yapılmış, padişah babası ziyafete çağrılmış.
Kızın padişah babası söylenen günde avanesiyle birlikte ziyafete gelmiş. Padişah ve beraberindekiler sofraya oturduğunda yemekler sırayla gelmeye başlamış. Ama kız, aşçısına bütün yemeklerin tuzsuz olmasını tembih etmiş. Padişah hangi yemeğe saldırdıysa eli geri gitmiş, yemeklerin hiçbirini yiye-memiş.
O sırada küçük kızı padişahın sofrasından ayağa fırlamış. "Padişahım, duyduğuma göre sen küçük kızını, seni tuz kadar seviyorum dediği için öldürtmüşsün." demiş. Padişahın söz söylemesine fırsat vermeden "İşte o küçük kız benim." demiş ve "Bütün yemekleri tuzsuz yaptırdım ki kıymetimi an-layasın." sözlerini eklemiş. Padişah yaptığından utanarak küçük kızının boynuna sarılmış, tuzun ne kadar kıymetli olduğunu anlamış. Ondan sonra yeni bir dönem başlamış.
Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine.

İlk paragraf masalın "döşeme" bölümüdür. Burada konuyla ilgisi olmayan klişe sözler vardır.
2., 3., 4., 5. ve 6. paragraflar masalın "asıl masal" denen ikinci bölümünü oluşturur. Burada masalda ele alınan olay vardır. Bu olay giriş, gelişme ve sonuç bölümleriyle aktarılır.
7. paragraf ise masalın "dilek" adı verilen son bölümünü oluşturur. Bu bölüm de genellikle kalıplaşmış sözlerden oluşur.

Çözümlü Soru -1

Aşadıkilerden hangisi masalın özelliklerinden biri değildir?
A) Olayların belli bir zamana bağlanmaması
B) miş'li geçmiş zamanla anlatılması
C) Belli bir yazarının bulunmaması
D) Milli duygularla dini inançları işlemesi
E) Eğitici nitelik taşıması
(1989 - ÖYS)

Çözüm
D seçeneğindeki bilgi masalın özelliklerinden değildir. Çünkü masallar ulusal değil evrensel özellikler taşır. Bir ulusu ya da o ulusun dini inanışlarını işlemez.
Cevap C

Çözümlü Soru -2
Bence edebiyat, bütün türleriyle masalla başlar, masalla biter. Masal, türler içinde en çok şiire yakındır. Ritmiyle, tekrarlarıyla, hayaliyle... Eşine rastlamadığımız ama umutlarımızı, korkularımızı, sevinçlerimizi taşıyan yeni eşyalar, yeni insanlar, yeni hayvanlar yaratır masal. Bu nedenle en çok şiire yakındır.
Bu parçada masalla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemistir?
A) Yinelemelere yer verildiğine
B) Düş öğesinden yararlanıldığına
C) Çok aranan ve okunan bir tür olduğuna
D) Değişik türlerin kaynağı olduğuna
E) Duygusal yönünün bulunduğuna
(1992 - ÖSS)

Çözüm
Parçada masallarda yinelemelere yer verildiğine, düş öğesinden yararlanıldığına, değişik türlerin kaynağı olduğuna ve duygusal yönünün bulunduğuna değinilmiştir. Ancak masalın çok aranan ve okunan bir tür olduğu ile ilgili bir bilgi parçada yoktur.
Cevap C

No comments:

Post a Comment