Arifiye Kız Teknik - Meslek Lisesi 9B, C, D Sınıfları Edebiyat Dersi İçin Yardımcı Kaynak

Sunday, February 27, 2011

Anlatmaya Bağlı Edebi Metin Örneklerini İnceleme - II

B. DESTAN
Destan sözcüğü Farsça "dasitan" sözcüğünden gelmektedir. Batı edebiyatında ise Latince'den "epos" sözcüğünden gelen "epope" sözcüğü destan anlamında kullanılmaktadır.
Henüz yazının olmadığı dönemlerde milletlerin başından geçen büyük, olağanüstü toplum ve kahramanlık olaylarını manzum olarak anlatan edebiyat türüdür. Bütün dünya edebiyatlarında olduğu gibi Türk Edebiyatının da ilk örneklerini destanlar oluşturmaktadır.
Daha çok yaratılış, toplumu derinden etkileyen savaşlar, bir kişinin ya da milletin kahramanlıkları, doğal âfetler anlatıla anla-tıla destana dönüştürülür.
Bu bakımdan destanların oluşumunda üç dönem vardır.
Birincisi doğuş dönemidir. Bu dönemde milleti derinden etkileyen tarihi olaylar ve bu olaylar içinde yüceltilmiş kahramanlar ortaya çıkar. Zamanla bu olaya yeni olaylar, kahramana da yeni kahramanlar eklenir. Bu olay ve kahramanlara her çağda yenileri eklenir.
ikincisi, yayılış dönemidir. Bu dönemde halk arasında yayılan bu parçaların yeni kuşaklara aktarılması gerçekleşir. Sözlü olarak dilden dile dolaşan parçalar ozanların sazla söylediği şiirler bütününe dönüşür.
Üçüncüsü, yazıya geçiriliş dönemidir. Bu dönemde ise geleneği güçlü bir şair, anlatılanları toplar, yeniden düzenler ve bir bütün haline getirir. Böylece halk arasında parça parça olan unsurlar, bir destan bütünlüğü kazanmış olur.
Destanlar milletlerin sevinçlerini, kederlerini, coşkularını, heyecanlarını işler. Destanlarda milletlerin doğuşundan, millet olma yolundaki çabalarından izler vardır. Destanlar toplum vicdanının ortak sesidir. Bir toplumu bir arada ve canlı tutan unsurlar destanlarda bir hayat görüşü olarak dile getirilir. Bu açıdan destanlar milletlerin doğuşu, soy özelliklen, sosyal yapıları, gelenek ve görenekleri, aile yapıları ile ilgili bilgiler taşır.
Destanlar tarihi özellikler taşır. Ancak bu tarihi gerçekler öz olarak destanlarda yer alır. Çünkü anonim oldukları için, destanlarda gerçeklerle düşsel olayları birbirinden ayırmak çok güçtür. Bu yönüyle destanlar tarihle birlikte birer edebiyat belgesi özelliği taşır.
Türk destanlarında kainatın, insanın yaradılışı, Türk milletinin doğuşu, çeşitli Türk devletlerinin tarihi zafer ve yenilgileri gibi konular yer almaktadır. Bu destanlarda yeni ülkeler fethetme, kuvvet, binicilik, savaşçılık, sözünde durma, zayıflara yardım etme, aile gibi ortak değer yer almaktadır. Şimdi Türk destanlarını görelim:

İslamiyet'ten Önceki Türk Destanları

1. Altay - Yakut Destanı
-> Yaradılış Destanı
Dünyanın yaratılışı hakkında Türklerin inanışlarını ortaya koyan bir destandır.

2. Saka Destanları
-> Alp Er Tunga Destanı
Saka hükümdarı Alp Er Tunga'nın yaşamını, savaşlarını, kahramanlıklarını anlatan bir destandır. Türklerle İranlılar arasındaki savaşlar işlenir. Türk hükümdarının bir hile ile öldürülüşü anlatılır. Şehname'de bu destanla ilgili bilgiler vardır. Hatta Şehna-me'de Alp Er Tunga "Efrasiyap" olarak geçmektedir. Ayrıca Ku-tadgu Bilig adlı eserde de bu destanla ilgili bilgiler vardır.
-> Şu Destanı
Türk hükümdarı Şu ile Büyük İskender'in mücadelelerinin anlatıldığı bir destandır. Büyük iskender'in doğu seferi ve bu sefer sırasında yaşananlar, hükümdarın halkını korumak için geri çekilmesi işlenmiştir. Destanda Türk boylarının isimleriyle ilgili bilgiler vardır.

3. Hun - Oğuz Destanları
-> Oğuz Kağan Destanı
Hun hükümdarı Mete'nin hayatının anlatıldığı bir destandır. Hükümdarın olağanüstülüklerle dolu yaşamı, savaşları, başarıları ve ülkeyi oğulları arasında paylaştırması işlenmiştir bu destanda,
-> Attila Destanı
Milattan Sonra 5. asırda Avrupa'da Batı Hun Devleti'ni kuran Attila'nın fetihleri etrafında oluşmuş bir destandır.

4. Göktürk Destanları
-> Bozkurt Destanı
Türklerin soyunun bozkurttan geldiğini işler. Çinlilere yenilen Türklerden geriye sadece elleri ve ayakları kesilmiş bir çocuk kalır. Bir kurt bu çocuğa bakar, onunla evlenir ve Türk soyu onlardan devam eder.
-> Ergenekon Destanı
Düşmanları tarafından kılıçtan geçirilen Türklerden geriye kalan bir ailenin iki dağ arasındaki bir vadiye sığınması, burada birkaç asır içinde çoğalmaları, bu vadiden dağı eriterek çıkmaları konusu işlenmiştir. Bu destanla ilgili bilgiler Reşidüddin'in Camiü't-Tevarih adlı eserinde ve Ebulgazi Bahadır Han'ın Şecere-i Türk adlı eserinde vardır.

5. Uygur Destanları
-> Türeyiş Destanı
Bozkurt destanı ile benzerlik gösteren bu destanda Uygurların bozkurttan türeyişi anlatılmaktadır.
-> Göç Destanı
Türklerce kutsal kabul edilen bir kaya parçasının Çinlilere verilmesi ile ülkede kıtlığın oluşması ve bunun sonucu olarak Türklerin yurtlarından göçü işlenmiştir.

İslamiyet'in Kabulünden Sonraki Türk Destanları

1. Sattık Buğra Han Destanı
ilk Müslüman Türk devleti olan Karahanlıların hükümdarı Satuk Buğra Han'ın İslam'ı kabul edişi, daha sonra bu dini yaymak için gösterdiği fedakarlıkları, mücadeleleri işler.

2. Manas Destanı
Kırgızların iç ve dış düşmanlarla yaptıkları özgürlük mücadelesinin, derin bir vatan ve millet sevgisi içinde işlendiği bir destandır. Destanda Kırgızların gelenekleri, inançları hakkında bilgiler de vardır.

3. Cengizname
Cengiz Han'ın yaşamını anlatan bir destandır. Bu destanın en eski yazma nüshası 16. yüzyıla aittir.

4. Seyyit Battal Gazi Destanı
Battalname olarak da bilinir. Battal Gazi'nin yaşamını ve mücadelelerini anlatır.

5. Danişment Gazi Destanı
Danişmendname olarak da bilinir. Danişmendliler devletinin kurucusu Danişmend Gazi'nin adı etrafında oluşmuş bir destandır.

6. Köroğlu Destanı
Köroğlu'nun yaşamını, mücadelelerini işler. Destan İslami özellikler taşımaz. Daha çok kahramanlık konusunu işler. Bu destanın birçok kolu vardır. Köroğlu, destanda hem kahraman bir savaşçı hem de saz çalıp şiirler söyleyen bir şair olarak karşımıza çıkar.
Destanlar yapılarına göre doğal ve yapma destanlar olmak üzere ikiye ayrılır.

Doğal Destanlar

Millet vicdanında derin izler bırakmış doğal afet, savaş, kıtlık gibi bir olayın halk arasında dilden dile, nesilden nesile anlatıla anlatıla büyüyüp genişledikten sonra, bir ozan tarafından yazıya geçirilmesiyle oluşan destanlardır.
-> Gılgamış - Sümerler
-> İliada, Odysseia - Yunanlılar
-> Şehname - iranlılar
-> Kalevala - Finliler
-> Ramayana, Mahabarata – Hintliler
-> Şinto - Japonlar
-> Cid - ispanyollar
-> İgor - Ruslar
-> Nibelungen - Almanlar
-> Bozkurt, Göç, Alp Er Tunga... - Türkler
Yabancılara ve Türklere ait yukarıdaki destanlar birer doğal destandır.

Yapay Destanlar

Bir olayın, doğal destandan farklı olarak bir şair tarafından, bir destan haline getirilmesiyle oluşan destanlardır.
Batı'da Aeneis'in Virgilius, Tasso'nun Kurtarılmış Kudüs, Mil-ton'un Kaybolmuş Cennet adlı yapıtları; bizde Fazıl Hüsnü Dağ-larca'nın Üç Şehitler Destanı ve Kayıkçı Kul Mustafa'nın Genç Osman Destanı adlı eserleri yapay destana örnek gösterilebilir.

GÖÇ DESTANI
Türklerin yurdunda, Tanrı Dağının güneyinde Kutlu Dağ derler bir dağ vardı. Bir kaya parçasından oluşan bu dağ Türkler için çok kutsaldı. Türk hakanlarından biri Çinlilerle savaşa son vermek için oğlu Gali Tekin'i bir Çinli prenses ile evlendirmeye karar verir. Çinliler, prensese karşılık o kutsal kayanın kendilerine verilmesini istediler. Yeni Hakan, isteğin nereye varacağını düşünmeden ve umursamadan Çinlilerin arzusunu kabul etti. Çinliler, kayanın çevresine odun ve kömür yığıp ateşlediler. Kaya iyice kızınca da üzerine sirke döküp parça parça ettiler. Her bir parçayı da ülkelerine taşıdılar.
Olan o zaman oldu. Türkeli'nin bütün kurdu kuşu, bütün hayvanları dile geldi, kendi dillerince kayanın düşmana verilişine ağladılar. Yedi gün sonra da bu düşüncesiz Hakan öldü. Ama onun ölümüyle ülke felaketten kurtulamadı. Halk, rahat ve huzur yüzü görmedi. Irmaklar birbiri ardınca kurudu. Göllerin suyu buhar olup uçtu. Topraklar yarıldı, mahsuller yeşermez oldu.
Her şey "Göç, göç!" diye çığrışmaya başladı. Derinden, inilti, hüzün dolu, çaresiz bir çığrışmaydı bu. Yürekler dayanmazdı.
Uygurlar bunu bir ilahi emir diye bildiler. Toparlandılar, yollara düzüldüler; yurtlarını yuvalarını bırakıp bilinmedik ülkelere doğru göç etmeye başladılar. Nihayet bir yere gelip durdular, orada sesler de kesildi. Uygurlar, seslerin kesilip duyulmaz olduğu bu yerde kondular, beş mahalle kurup yerleştiler ve bunun için bu yerin adını da Beş - Balık koydular. Burada yaşayıp çoğaldılar.
(Türk Destanları - M. Necati Sepetçioğlu)

Göç destanından alınan yukarıdaki bölümde görüldüğü gibi, destanda hâkim zihniyet olağanüstü güçtür. Çünkü destanlarda esas belirleyici olağanüstü durumlardır. Burada da belirleyici unsur Türk yurdunun bereket kaynağı olan "kutsal kaya"dır. Kutsal kaya gidince ülkenin saadeti de gitmiş oluyor.
Destandan Türk-Çin ilişkilerini öğrenmiş oluyoruz. Türklerin Çinlilerle savaşması, bu savaşlarda çoğunlukla Türklerin galip gelmesi, Çinlilerin Türklere karşı üstünlüğü sinsice planlarla sağlaması vs.
Destan sonraki nesillere öğüt özelliği de taşıyor. Türklerin, Çinlilerin sinsi planlarına kanmamaları, Çinlilerden gelin alarak ülkelerini felakete sürüklememeleri gerektiği de Göç destanıyla anlatılmıştır. Ayrıca destan, Türklerin bulundukları yerlerden kalkıp başka ülkelere göç ettiğini de anlatmaktadır.
Destanda "kutsal dağ" bir semboldür. Burada en küçük bir yurt parçasının bile Türkler için ne kadar önemli olduğu düşüncesi işlenmiştir.

Çözümlü Soru
Aşağıdakilerin hangisinde doğal destanlar bir arada verilmiştir?
A) ilyada, Kalevala, Oğuz Kağan
B) İlyada, Kaybolmuş Cennet, Oğuz Kağan
C) Kaybolmuş Cennet, Kalevala, Şehname
D) ilyada, Kurtarılmış Kudüs, Kalevala
E) Kurtarılmış Kudüs, Şehname, Odysseia
(1988 - ÖYS)

Doğal destanlar A seçeneğinde verilmiştir. B ve C'de Kaybolmuş Cennet, D ve E'de Kurtarılmış Kudüs yapma destanlardır.
Cevap A

No comments:

Post a Comment